NSU( The National Socialist Underground ), Nasyonal Sosyalist Yeraltı terör örgütü demektir. Neo-Nazi terör örgütü, Almanya’da aralarında 8 Türk bulunan 10 kişinin öldürülmesinden sorumlu. Ayrıca Suçları arasında banka soygunu, bombalı saldırı düzenlemek bulunan NSU’ya yönelik verilen karar Almanya’nın Münih kentinde açıklanmış, üyelerinden Beate Zschaepe müebbet hapis cezası, diğer üç sanık ise iki ila üç yıl arası hapis cezası almıştır. Bugün yazımızda da NSU'nun ne olduğuna, neye ve kime çalıştığına ve amaçlarına bakacağız.
NSU Örgütü Nedir? NSU Nasıl Kuruldu?
Almanya’nın doğusundaki Jena şehrinde doğan üç örgüt üyesi Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın 90’lı yılların ortalarında tanışarak NSU’yu kurdukları tahmin ediliyor. Düzenledikleri ırkçı ve Neonazi yanlısı etkinliklerle dikkat çeken örgüt üyeleri kısa sürede polis takibine takılıyor. Polisin 1998 Ocak ayında örgütün eylem hazırlığına dair aldığı ihbar sonrası örgüt üyelerinin bulunduğu evin garajında arama yapmasıyla deşifre olduğunu düşünen örgütün yer altına inme süreci de bu tarihte başlıyor. Örgüt bu dönemde para temin etmek için toplam on beş banka soygunu gerçekleştiriyor
NSU, 2000-2007 yılları arasında, aralarında 8 Türk bulunan 10 kişiyi katletmiştir. Türklere yönelik nefret politikası izleyen bu terör örgütü ırkçılıkla hareket etmektedir. Bu saldırıların yanı sıra 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunu yapmakla suçlanan örgüt üyeleri ancak 2011 yılında ortaya çıkarılabilmiştir.
NSU örgütünün sadece üç kişiden oluştuğu iddia edilse de kamuoyunda bu sayının çok daha fazla olduğu kanısı hakimdir.
NSU'nun Amacı Nedir?
Başlıca amacı, kendilerinden başka düşünen, ırkta olan, renkte olan herkesi yok etmektir. Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) dava konusunu 2000-2007 arasında aşırı sağcı NSU tarafından gerçekleştirilen on bir cinayet, bombalama ve soygun suçları oluşturuyor. Örgüt üyeleri Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt 2000-2006 tarihleri arasında sekiz Türk, bir Yunan ile bir Alman polisini öldürdü. Çoğu esnaflık yapan sekiz Türk kurbanın hangi kritere göre seçildiği bilinmemekle birlikte örgütün bu cinayetlerle yabancı esnafa gözdağı vermeyi ve yabancılar arasında korku salmayı hedeflediği düşünülüyor. Davada örgütle bir şekilde ilişkiye geçtiği ortaya çıkan ve ırkçı düşünceleri ile dikkat çeken yirmi dört tanık hakkında dava hakiminin hiçbir cezai ve hukuki tasarrufta bulunmaması ve böylesine kapsamlı bir örgüt davasında sadece beş kişiyi yargılaması tepki çekiyor.NSU Davası
NSU davası yaklaşık 5 yıldır görülmektedir. 2013’ten bu yana 437 duruşma, 765 tanık ve 56 uzman dinlenmiştir. Alman yargısının geç de olsa yerinde bir karar verdiğini söylenebilir. Devlete ağır maliyeti olan NSU davasının ancak beş yıl gibi uzun bir süre sonra tamamlanabilmesi davanın on cinayet, on beş soygun ve üç bombalı saldırıyı kapsayan geniş bir içeriğe sahip olması ve bu olaylarla ilgili çok az bilgi ve belge bulunmasıyla açıklanıyor. Nitekim davaya ilişkin delillerin toplanması ve dosyaların tamamlanması dört yıl sürdü. Bunun yanı sıra davada sanıkların talebi üzerine sık sık hakim ve avukat değişiminin yaşanması da davayı uzatan diğer bir sebep olarak gösterilebilir.
Davanın sonucunda NSU üyesi, Beate Zschaepe müebbet hapis cezası, diğer üç sanık ise iki ila üç yıl arası hapis cezası almıştır. Devletimizden ise dava sonucuna tepki olarak Cumhurbaşkanı Sözcüsü Kalın: "Bu karar, tatmin edici olmaktan uzaktır." demiştir.
Alman İstihbaratı ve NSU
NSU davasına ilişkin aydınlatılamayan en önemli noktalardan biri de NSU ve Alman istihbaratı arasındaki ilişkidir. Örgütün ilk olarak ortaya çıkarıldığı 2011 yılına kadar nasıl olup da polise yakalanmadan cinayet ve bombalı saldırı gibi suç eylemlerini gerçekleştirebildiği hala açıklığa kavuşmuş değil. Zira Alman istihbaratının aşırı sağ örgütleri gözlem altında tuttuğu ve örgütlerin içine yerleştirdiği muhbir ajanlarla takip ve kontrol ettiği biliniyor.Ancak örgüt üyelerinin yakalanarak intihar etmesi ve NSU’nun yaşayan tek üyesi Beate Zschäpe’nin polise teslim olmasından sadece birkaç saat sonra bir Alman istihbarat dairesi çalışanının muhbir ajanlara ait bilgilerin bulunduğu dosyaları yok ettiği ortaya çıkmıştı. 2014’te Köln savcılığı bu kişi hakkında soruşturma açmış ancak 3 bin avro karşılığında dava kapatılmıştı.
NSU ile ilgili olabilecek pek çok istihbarat dosyasının mahkemeye açılmaması veya imha edilmesi nedeniyle istihbarat örgütleri ve NSU arasındaki ilişki hala aydınlatılamadı.
Örgütün aydınlatılmadığını düşünen kurbanların aileleri ise hayal kırıklığı yaşıyor. Aileler NSU'nun yetkililerin belirttiğinden çok daha derin bir şebeke olduğunu, destekçileri arasında Alman Gizli Servisi'ne ücretli itirafçı olarak çalışan kişiler de olduğunu savunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederim :)