IMF (Uluslararası Para Fonu) Nedir? Ne Zaman Ve Neden Kurulmuştur?

IMF, Uluslararası Para Fonu demektir
IMF'yi konu aldığımız bu yazımızda başlıca; IMF ne demektir? , IMF nedir? , IMF nasıl çalışır, IMF'nin kuruluşu ve tarihi, 2018 IMF politikaları, Türkiye ve IMF ilişkileri, IMF'den nasıl para alınır? , IMF'nin amaçları nelerdir? ve IMF çalışma prensipleri nelerdir?  gibi sorulara konulara değineceğiz ve cevaplamaya çalışacağız. Haydi başlayalım!



IMF( Uluslararası Para Fonu) Kuruluşu ve Tarihi

2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulacak, uluslararası ekonomik  sistemin temelini oluşturan Bretton Woods Anlaşması’nın  22 Temmuz 1944 tarihinde imzalanmasının ardından 27 Aralık 1945 tarihinde Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund: IMF) faaliyetlerine başlamıştır.

Gerçekleştirdiği ilk  mali yardımda 1947 yılında Fransa’ya 25 milyon dolar kredi  sağlamıştır. Başlangıçta 29 ülkeyle yola çıkan IMF bünyesinde Doğu Bloku ülkeleri yer almamıştır. Türkiye de 11 Mart 1947 tarihinde IMF’ye katılmıştır. IMF’nin faaliyetlerine başladığı dönemde siyasi alanda başlayan Soğuk Savaş ekonomik alanda da devam etmektedir. Dünya ekonomisinde adeta iki kutup arasında da ekonomik yarış sürmektedir. IMF üyelerinin sayısı 1950’lerin sonlarında ve 1960’lı yıllarda birçok Afrika ülkesinin bağımsızlıklarını kazanmasıyla artmış ancak Sovyet etki alanındaki birçok ülke örgüte katılmamıştır. Bretton Woods sistemini yürüten IMF, görevlerini 1960’lı yılların sonuna kadar yürütebilmiştir. Uluslararası parasal sistemin merkezinde yer alan ABD doları rezerv para olarak uluslararası ödemelerin gerçekleşmesini sağlamıştır. Sabit döviz kuru sisteminin yarattığı istikrar ortamında başta ABD olmak üzere Batı kapitalizminin lider ülkeleri yeniden üretim güçlerini artırmışlardır. Ancak 1963’te başlayan Vietnam Savaşı ile ABD’nin Soğuk Savaş harcamaları ekonomik yapısının bozulmasına yol açmıştır. ABD doları, Bretton Woods Sistemi’nin temelinde yer aldığı için, doların değeri ulusal para sistemleri için büyük bir önem kazanmıştır. ABD  dolarına olan güvenin azalmaya başlaması sonucunda 1971 yılında doların altınla olan bağlantısının kesilmesiyle sistem fiilen çökmüştür.

Uluslararası parasal sistemde doğan bu kaosun etkilerini azaltmaya çalışan IMF 1973’teki petrol kriziyle bir şokla daha karşılaşmıştır. Petrol fiyatlarındaki ani yükseliş, birçok gelişmekte olan ülkenin dış ödeme güçlüğü yaşamasına neden olmuştur. IMF’nin temel görevleri arasında yer alan “ödeme güçlüğü çeken ülkelere yardım etme fonksiyonunu” yerine getirememeye başlamıştır. Üstelik bu gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ekonomilerden sağladığı dış borçları geri  ödeyememesi durumu, gelişmiş ülkelerdeki krizin daha da derinleşmesine neden olmuştur. Diğer taraftan dış ödeme güçlüğü çeken ülkeler ulusal paralarının değerlerini değiştirmeye, döviz giderlerini azaltmak için ithalatı kısıtlamaya başvurmuşlardır. Sanayileşmiş ülkelerin dış pazarlarının daralması üretim krizini de beraberinde getirmiştir.

1970lerden itibaren dünya ekonomisinde başlayan yeni küreselleşme döneminde IMF’nin de yeni görevleri olmuştur. Liderliğini ABD'nin yaptığı dünya kapitalizminin gelişmiş-sanayileşmiş ülkelerinin büyüme hızlarında ciddi düşüşler yaşanması, sermayenin ulusal ekonomiler sınırını aşmasını, daha yüksek kâr getirecek yeni yatırımları gerçekleştirmesini gerekli kılmaktaydı. Washington Konsensüsü olarak da anılan neo-liberal ekonomi politikaları krizden çıkmak için izlenmesi gereken politikaların ana hatlarını belirlemektedir. Buna göre uluslararası ekonomik sistemle entegre olan ülkelerde:

• Mali disiplin sağlamalı,
• Özel mülkiyet korunmalı,
• Kamu harcamaları azaltılmalı,
• Kamu teşebbüsleri özelleştirilmeli,
• Vergi reformu gerçekleştirilmeli,
• Ticaret serbestleştirilmeli,
• Finansal reform gerçekleştirmeli,
• Uluslararası ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı,
• Sermaye hareketleri serbest bırakılmalı,
• Yoksul ülkelere yardımcı olmalıdır.

Bu yeni dönemde IMF, IBRD ve GATT’ın temel görevleri Washington Konsensüsüyle belirlenen ilkelerin uygulanması olmuştur.

1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla IMF artık küresel bir örgüt hâline gelmiştir. Böylece IMF’nin görevleri arasına eski Doğu Bloku ülkelerinin kapitalizme geçiş sürecini yönetmek/yönlendirmek de girmiştir. 90’lı yıllar boyunca IMF bu ülkelerde politika danışmanlığı, teknik yardım ve finansal destek sağlamıştır. Bu süreç geçiş ekonomilerinin 2004 yılında AB üyeliğini elde etmeleriyle başarıya ulaşmıştır. Sovyet Bloku’nun çökmesinin ardından küresel kapitalizm adeta zaferini ilan etmiş ve dünya ekonomisinde sermaye hareketleri hız kazanmaya başlamıştır.

Dünya ekonomisindeki finansal serbestleşmenin yarattığı tahribatın en güçlü olduğu dönemlerden birisi 1997 Asya Finansal Krizi olmuştur. Finansal krizden etkilenen hemen hemen her ülke, hem mali yardım için hem de ekonomi politikaları reformu konusunda IMF’den yardım istemiştir. Krizle başa çıkmak için izlenen politikalar IMF tarihinde en yoğun eleştirileri de beraberinde getirmiştir.
Bu eleştirilerin ardından Dünya Bankası ile birlikte, biraz imajı da düzeltebilmek için yoksul ülkelerin borç yükü hafifletmek amacıyla faaliyetler düzenlemektedir. Bu faaliyetlerin BM'nin Bin yıl Kalkınma Hedefleri ile uyum sağlaması amaçlanmıştır.

IMF tarihindeki bir diğer önemli aşama 2007 yılında ABD’de mortgage kredi piyasasındaki çöküş ile başlayan ve 2008 yılında dünyaya yayılan küresel ekonomik kriz olmuştur. Krizin IMF’nin sağladığı finansal serbestlik ortamında küresel sermaye akımlarındaki büyük dengesizliklerin sonucunda ortaya çıkması bu Örgütün yine  tartışılmasına, yapısında ve yönetiminde reform taleplerine neden olmuştur.

IMF'nin Yapısı ve Yönetimi. IMF Nasıl Çalışır? 

2012 yılında 187 ülke IMF üyesidir. IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlık kuruluşlarından birisidir. Buna karşılık idari ve mali açıdan bağımsız bir örgüt olarak faaliyet göstermektedir. IMF bir Fon olduğu için her üye bu fona katkıda bulunur. Bu da Fonun sermayesini oluşturur. Üyelerin sermayeye katılım paylarına kota denir.

Kota hem IMF’nin yönetimine katılımlarını hem de üyelerin Fon kaynaklarından yararlanmasında temel kriter olarak kullanılmaktadır. Üyelerin Fon sermayesine katkıları, ulusal gelirleri, dış ticaret hacimleri, döviz rezervleri, ihracat çeşitliliği ile dış ödemeleri göz önünde bulundurularak belirlenir.

Yönetim Kurulu (Guvernörler Konseyi)

Guvernörler Konseyi, IMF’nin en üst karar alma organıdır. Her ülke bir guvernör ve alternatifini seçerek  konseye gönderir. Genelde üye ülkelerin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları bu görevi yüklenirler. Guvernörler Konseyi, IMF’nin Kurucu Anlaşmasının yorumlanması ile ilgili konularda nihai hakemdir. İcra Direktörleri Kurulu üyelerini atma yetkisine sahiptir.

IMF ve Dünya Bankası Grubu Yönetim Kurulu yıllık toplantıları Eylül veya Ekim ayında gerçekleşir ve  Toplantılar, alışıldığı için iki yıl üst üste Washington’da gerçekleşir. Yani IMF'nin merkezi Washington'dur.

Bakanlar Komitesi

IMF Yönetim Kurulu’na tavsiyelerde bulunan iki bakanlar komitesi bulunmaktadır:
Uluslararası Para ve Finans Komitesi (IMFC) ve Kalkınma Komitesi: IMFC 187 guvernör  arasından seçilen 24 üyeden oluşur. IMFC bir yılda iki kez toplanır. Komite, küresel ekonomiyi etkileyen ortak konularda Guvernörler Konseyi’ne tavsiyelerde bulunur. Kalkınma Komitesi ise yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kalkınma ile ilgili konularda IMF ve Dünya Bankası Guvernörler Konseyine  danışmanlık yapmakla görevlidir. Bu komitede de genellikle finans ve kalkınma  bakanlarından oluşan 24 üye vardır.

İcra Direktörleri Kurulu: İcra Kurulu IMF’nin günlük işlerini yürütür. 187 ülke kurulda 24 üye ile temsil edilir. En yüksek kotaya sahip 5 ülke birer temsilci bulundururken diğer ülkeler, iki yılda bir grup temsilcilerini seçerek gönderirler. Kurul, Guvernörler Konseyi’nin yetki verdiği alanlarda faaliyet gösterir. İcra Kurulunda kararlar oy çokluğu ile alınır.

Peki IMF'nin başkanı kimdir? 2011 yılında IMF’nin 11. Başkanı Fransız Christine Lagarde olmuştur.

Legarde IMF'nin ilk kadın başkanıdır.

IMF’nin Amaçları ve Fonksiyonları

IMF’nin temel amacı, uluslararası parasal ve finansal sistemin istikrarını sağlamaktır. Dolayısıyla uluslararası finansal sistemi etkileyecek krizlerin etkilerini azaltabilmek için üye ülkeler ile birlikte çalışır, onlara yardımcı olur. Fonun amaçları IMF’yi kuran Sözleşmelinin 1. maddesinde;

• Uluslararası parasal işbirliğini teşvik etmek,
• Uluslararası ticaretin dengeli büyümesini ve yaygınlaşmasını kolaylaştırmak,
• Kur istikrarını desteklemek,
• Çok taraşı bir ödemeler sistemi kurulmasına yardım etmek,
• Ödemeler dengesi güçlükleri yaşayan üyelere yeterli koruma önlemleriyle beraber kaynaklar sunmak olarak belirtilmiştir.

Gözetim, ülkelere teknik yardım ve eğitim ile borç verme IMF’nin elindeki üç ana araçtır. Bütün bu faaliyetler IMF’nin araştırma ve istatistik faaliyetleriyle desteklenmektedir.

IMF, ekonomik istikrar ve küresel büyümenin sağlanması için üye ülkelerin sağlam ekonomik ve mali politikalar izlemesini teşvik eder. Bunu yapmak için küresel, bölgesel ve ulusal ekonomik gelişmeler düzenli olarak izler. Aynı zamanda, diğer ekonomiler üzerindeki tek tek ülkelerin politikalarının etkisini değerlendirmektedir. Gözetim görevine bağlı olarak IMF, her üye ülkenin ekonomik durumun derinlemesine değerlendirildiği raporlar yayınlar. IMF, aynı zamanda gerektikçe çok taraşı istişare adı verilen toplantılarda küresel ekonomik sorunların görüşülmesini sağlar. IMF üyelerine etkin ekonomi politikaları uygulayabilmeleri için teknik destek ve yardım sunmaktadır. Teknik yardım, maliye politikası, para ve kur politikaları, bankacılık ve finansal sistemin gözetim ve düzenleme ve istatistik dahil olmak üzere çeşitli alanlarda sunulmaktadır.
IMF, özellikle dört alanda teknik yardım ve eğitim sağlar:

• Para ve maliye politikaları, para politikası araçları, bankacılık sisteminin denetim  ve yeniden yapılandırılması ve merkez bankalarının yapısal gelişimi,
• Maliye politikası ve yönetimi (vergi ve gümrük politikaları ve yönetimi, bütçe  hazırlama, harcama yönetimi, sosyal güvenlik ağlarının tasarımı, iç ve dış borç yönetimi vb.)
• İstatistiksel verilerin gerçeği yansıtması,
• Ekonomik ve mali mevzuat.
IMF, elindeki kaynakları Fon politikalarına uygun olarak talepte bulunan üyelerine
tahsis ederek, onların karşılaştıkları ödemeler dengesi açıklarını finanse eder. Bir diğer araç da IMF’nin imtiyazlı bir faiz oranı üzerinden düşük gelirli ülkelere sağladığı Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Kolaylığı (PRGF) ve Dışsal fiokların Kolaylığı (ESF) gibi kredilerdir.

IMF Kaynaklarından Yararlanma

IMF kaynakları, kalkınma bankalarının yaptığı gibi proje finansman kredileri değildir. IMF kredileri, üye ülkelerin ödemeler dengesi sorunlarının çözümüne yardımcı olmak ve ekonomilerin istikrara ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme seviyesine kavuşabilmesi amacıyla verilir. Burada amaç ülkenin uluslararası ödemelerini gerçekleştirebilmesidir. IMF, üyelerine sunduğu kaynaklar:
• IMF üyelerinin kota ödemelerinden,
• Altın varlıklarının satışından,
• Verilen kredilerden elde edilen faiz gelirlerinden oluşmaktadır.

Hemen hemen tüm IMF üyeleri en az bir kez IMF kaynaklarına başvurmuştur. Uygulamada Fon oluşturulduğundan bu yana, borç verme amacı önemli ölçüde değişmiştir. Bu kaynaklar 1970’lerin sonuna kadar sanayileşmiş ülkelere yönlenmiştir. 80’li yıllarda petrol şokunun ardından az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere,  90’larda Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerine, 2008’den itibaren de küresel finansal  krizin vurduğu ülkelere yönelmiştir.

IMF üyelerine mali yardım sağlarken bu kredilerin Fonun amaçları doğrultusunda  kullanılması ve ödemeler dengesi açıklarını gidermesi şartını arar. Fonun öne sürdüğü şartlar, izlenecek ekonomi politikaları ile ilgilidir. Verilen kaynaklar ile belli bir süre içinde ödemeler dengesi sağlanmalı, ekonomik büyüme gerçekleştirilmeli, ticaret ve ödemeler dengesi kısıtlamaları kaldırılmalıdır. Burada öne sürülen şartlar daha önce ifade ettiğimiz Washington konsensüsü ile belirlenen ilkelerle  uyumludur. Diğer bir deyişle IMF kaynaklarını kullandırırken üyelerine vermiş olduğu fonların kuruma geri dönmesini sağlayacak politikaların ilgili ülkelerce  izlenmesini zorunlu bir şart olarak ileri sürer. IMF’nin bu politikasına şartlılık politikası denir. Sağlanan mali destekler arttıkça Fonun öne sürdüğü şartlar da giderek ağırlaşmaktadır.  Bu amaçla, IMF kaynaklarına başvuran ülke ile sorunları çözmek için uygulanacak ekonomi politikalarını görüşür ve bazı hedefler belirler.

IMF'den Nasıl Borç Alınır?

Fondan kaynak talep  eden ülke, ödünç süresi içinde izleyeceği ekonomi politikasının içeriğini ve alacağı istikrar önlemlerini açıklayan bir niyet mektubunu IMF İcra Direktörleri Kuruluna sunar. Niyet mektubu IMF tarafından uygun görüldükten sonra ülkeye verilecek kredi dilimleri bir takvime bağlanır. Dilimlerin sırayla serbest bırakılması, ülkenin belirlenen ekonomi politikalarını uygulamasıyla mümkün olur.  Özel Çekme Hakları (Special Drawings Rights: SDR) Bretton Woods sabit kur  sistemi desteklemek için 1969 yılında IMF tarafından oluşturulmuştur. Dünya ticaretinin  ve ekonomik gelişmenin desteklenmesi için Fonun temel rezervleri olan  ABD doları ve altın rezervlerinin yetersiz kalması üzerine üye ülkeler arasında ödeme  sistemini sağlayacak SDR, her ülkenin kotası karşılığında SDR tahsis edilmesiyle oluşturulur. Böylece SDR, ülkenin uluslararası rezervlerinin güçlenmesini sağlar. Bu nedenle kaydi bir paradan çok alacak hakkı olarak tanımlamak gerekir. Karşılıklı ödemelerde SDR kotası yetmeyen ülke belirli bir faiz ödemektedir.  1973 yılında Bretton Woods sisteminin çöküşünden sonra, SDR’nin  değeri bir para sepetine bağlanmıştır. Günümüzde Euro, Japon Yeni, İngiliz Sterlini ve ABD dolarından oluşan döviz sepeti olarak yeniden tanımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederim :)